İstanbul’a yakın gezilecek yerler dendiğinde akla ilk gelen yerlerden biri Sapanca. Üstelik çocuklarla hafta sonu gezilecek yerler arıyorsanız tam size göre. Biz de atladık arabaya, düştük yola. Darıca’da ikamet etmenin nimeti olarak, bir saat gibi kısa bir sürede Sapanca’ya girdiğimizde bizi sarmalayan yeşille sarhoş olmuşken ilk durağımıza vardık.
The Garden Sapanca’da kahvaltı
The Garden Sapanca’da yeşiller içinde, dere ve minik şelalelerin yanında, sıcak bir ortamda geç-kahvaltımızı ettik. Kahvaltı menüsü oldukça zengindi, ürünler taze ve lezzetliydi. Geniş yeşil alanı ve oyun parkıyla oğlumuz da çok eğlendi. Çalışanlar ve diğer müşteriler pozitif ve güler yüzlüydü. Sapanca’da kahvaltı mekânı arıyorsanız The Garden Sapanca’yı deneyebilirsiniz.
Şehir merkezi
Kahvaltıdan sonraki durağımız olan Uzunkum Park’a giderken şehir merkezinden geçtik. Arabayla geçtiğimiz için şehir merkezini gezmedik ama içeriden gördüğüm kadarıyla bile etkilendiğim için anlatmak istiyorum. Sapanca’da yazlıklar oldukça yaygın, yeşiller içinde sakin sokaklar ve caddeler üzerinde müstakil evler ve küçük siteler var. İnsan “Burada yaşamak ne güzeldir.” diye düşünmeden edemiyor. Şehir merkezi de küçük, mütevazı ve sakin. İhtiyaçlarınızı görebileceğiniz dükkânlar mevcut. Aslında inip şöyle bir sokakları turlamak da güzel olabilirdi.
Uzunkum’da bisiklet turu
Kahvaltının ardından yaklaşık on dakikalık mesafedeki Uzumkum’a vardık. Burada göl kenarında belediyeye ait Uzunkum Park bulunuyor. Tesiste bisiklet yolu, yürüyüş ve koşu parkuru, kafe, büfe, piknik alanı ve çocuklar için oyun alanı bulunuyor. Bisikletiniz yoksa oradan kiralayabilirsiniz, bebek koltuklu bisikletler ile çeşitli boylarda çocuk bisikletleri de mevcut. Biz de kiraladık. Bebekle ilk defa bisiklete biniyorduk, harika bir deneyim olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Bunlardan bir tane edinme hayalleri kurarak, yeşil ve mavinin birleştiği çizgide bisiklet turu yaptık. Uzunkum ziyaretimizi, dingin gölü seyrederek yudumladığımız kahvelerle taçlandırdık. Sapanca’ya geldiyseniz bisiklet turu yapmadan dönmeyin.
Eklemek istiyorum ki…
Sapanca’ya Nisan ayında gittik, hava kapalıydı ve biraz soğuktu. Ama yine de buna değdi, hatta belki yaz sezonunda gitseydik kalabalıktan ötürü bu kadar keyif alamayabilirdik. Kısacası bahar aylarında ve kapalı havalarda Sapanca’ya gitmekten çekinmeyin derim.
Yeşilin ve doğanın etkisinden midir bilmem, restoranlardaki çalışanlardan belediye tesisi görevlilerine, yol sorduğumuz insanlardan esnaflara; Sapanca halkı dingin, mutlu ve güler yüzlü insanlar. Bu durum size de yansıyor ve ruhen dinleniyorsunuz.
İçimizde kalan, keşke yapsaydık ya da “Bir dahaki sefere de bunun için gelelim.” dediğimiz şeyler de var. Göl kenarında üşümeden uzun uzun oturmak, serinliğin tadını çıkarabilmek, açık havada yiyip içmek için bir kez de yazın gelmeyi isterim. Semaver ve mangal eşliğinde piknik de Sapanca’da yapılabilecekler listemizde yer alıyor. Bir sonraki seferde şehir merkezinde sokakları şöyle bir turlayabilir, keşfe çıkabiliriz. Bunlarla beraber “Sapanca’da şunu da yapmalısın.” dediğiniz şeyler varsa buradan ulaşabilirsiniz.
Biz Sapanca gezisini çok sevdik. Tekrar gitmek ve sevdiklerimizi de götürmek istiyoruz, güzelliğini buradan anlayın : )
Sevgiyle,
Emine Kurt